Şöyle güzel bi İstanbul fotoğrafı ile yazımıza başlayalım. Uzun aralardan sonra yazı yazmak için bloga giriğimde zamanlar sanki uzun zaman görüşmediğim bir arkadaşımla karşılaşıp “Ooo hacı nasılsın ya?” deyip kucaklaşıyormuş gibi hissediyorum. O nedenledir ki birkaç hafta yada birkaç ay yazı yazmayınca bi selamlama şeklinde yazı yazıp asıl sadede gelmeyi blog yazmaya başladığımdan beri kendime adet edindim.
Dönem sonu final ve bütlerin başlamasıyla yazı yazamaz olmuştum. Finaller de bütler bitince birkaç yazı girerim dedim, ama ne mümkün a dostlar? Ankara’ya yani memleketime dönünce yazarım diyordum, ramazanın son 10 günü memlekette geçti, gündüz oruçtan dolayı isteksizlik, akşam yemekten sonra gelen tembellik, gece yazmaya üşengeçlik derken koskoca yaz mevsimini ortaladım farkına varmadan. Daha sonra Sivas’a döndüm ancak bu sefer de yurttan çıkışımı alıp eve çıkmak için telaş sardı. Tabi bu arada mühendislik okumanın verdiği bir ayrıcalık olarak yaz okuluna da kaldığım için bir yandan ev temizliği, eve yerleşme uğraşları bir yandan yaz okulu dersleri ve vizeler geldi. İnanın bana öğrencilik iyi güzel hoş ama gerçekten bir zaman sonunda çekilecek dert değil. Bu satırları da yazarken ilerde bir gün dönüp öğrenci iken neler yazmışım diye okuyup bugün çektiğim sıkıntıları hatırlayıp “hey gibi günler” deyip gülüp geçmek için yazıyorum. Yani bir nevi günlük yazar gibi.
Lafı çok uzatmadan hem yazacağım birkaç yazıya buradan değinmek hem de hazır blog yazısı yazıyorken siz pek değerli okuyucularımla biraz muhabbet etmek istiyorum.
Efendim, yazacağım yazılardan bahsedecek olursam; lisede edebiyat Hocam Hürol Yücel bir roman yazdı, ismi “Beni Tanıyan Yok Mu?”, kitabı bir çırpıda okudum ve okurken çok keyif aldım, kitap hakkında bir yazı yazmak için çalışıyorum. Normalde pek roman okuyan birisi değilim, genelde araştırma ve bir konu üzerine yazılmış kitapları okurum. Romanlar bana (en azından bu aşamada) zaman kaybı olarak geliyor. Kitabı sağolsun Hürol hocam bana imzalı olarak gönderdi, hatta küçük de bi detay verdi, kitap içindeki karakterlerden birisinde benden de alıntılar varmış. Tatkaçıran da verecek olursam bu karakterin adı “Deli Çoban”.
Ortaokulda hep heves edip bir türlü cesaret edemediğim Tiyatro oyunlarında lisedeyken Hürol hocam sayesinde bir kere de olsa sahneye çıkıp rol almak kısmet oldu. Hatta bu ilk tecrübem de oyundaki başrol olmuştu, hatta liseler arası yarışmaya da gitmiştik. Şimdi kaç kişi izledi hatırlamıyorum ama 150-200 kişiden aşağı olmadığını biliyorum. Üstelik bu izleyici kitlesi o sıra yarışma bir kız meslek lisesinde yapıldığı için abartısız yüzde 98’lik kısım kız öğrencilerdi. Varın bendeki heyecanı siz düşünün. :) Bu oyunla sahneye çıktığımda öğrendim ki aslında heyecan kuliste kalıyor. Sahneye çıkıp da rolünüzü canlandırmaya başladığınızda emin olun heyecanmış, stresmiş, korkuymuş bir şey kalmıyor. O andan sonra artık sen sen değilsin. :) Neyse uzatmayalım, bu canlandırdığım rolü de tahmin etmişsinizdir; “Deli Çoban”. Evet, isimden midir bilmiyorum sağolsun Kadir İnanır abimizden bana kalan bir miras gibi adımı her sorduklarında Kadir dediğimde “Deli Kadir uleyynn” tepkisini çok sık alıyorum. İlk ve tek tiyatro tecrübem de bana bir Deli’yi canlandırmak kısmet olmuştu. Daha fazla uzatmadan bu bölümü sonlandıralım, Sevgili Hürol hocamın Beni Tanıyan Yok Mu? romanını okumanızı şiddetle öneririm.
Yazmayı düşündüğüm bir diğer yazı ise üniversite okumak için hangi kriterlere dikkat etmek gerektiğini kendi izlenim ve tecrübelerim üzerinden anlatacağım. Bu konuya genel olarak değinemem sonuç olarak kariyer planlama, öğrenci koçu, eğitim danışmanı falan değilim. Epey kıdemli bir öğrenciyim, öğrencilik hayatımın 1998’de başladığımı söylemem sanırım fikir verici olur. :)
Bir diğer yazı konum ise üniversite okumak için gittiğiniz şehirde ev ve yurtta kalma konusunda önerilerim, barınma konusunda ev ve yurdun artı/eksi yönlerinden bahsetmeyi düşünüyorum. Barınma konusu bence okunacak okul ve şehirden sonra en önemli konu.
Bu yazımı da burada noktalayım, bir sonraki yazıyı da umarım bir an evvel yazar sizi de çok bekletmem.
Hoşgeldin tekrardan, sefalar getirdin.
Teşekkür ederim.
başarılar kadir