Kalandar Soğuğu

Kalandar Soğuğu, bu filmi izleyeli 1 aya yakın oldu, Sivas’ta sinemada izledim. Karabela Filmi gibi bu filmi de sırf sinemada ne var bir bakayım deyip gittiğimde gördüm afişlerde. Sonra Google’da ufak bir arama ile beyazperde ve sinemalar.com’da çok yüksek puan aldığını gördüm. Hiç düşünmeden girip izlemek için biletimi aldım. Şu kadar söyleyeyim ki, izleyip de etkisinde kaldığım ender filmler arasında yer aldı.

kalandar-sogugu-afis

Kalandar Soğuğu ve Filmin İçeriği

Filmin genel olarak konusu Trabzon’da bir dağ köyünde geçen küçük bir aileyi anlatması. Yaşadıkları maddi sıkıntılar, buna bağlı olarak da getirisi ağır olan manevi çöküntüler… Ailenin babası olan Mehmet dağlara çıkıp maden aramaktadır. Altın rezervi bulup tüm sıkıntılardan kurtulacaklarına, ev sahibi olacaklarına inanmaktadır. Ancak annesi ve özellikle de karısı bu işleri bırakıp gidip maden ocağında işçi olması için sürekli üstelemektedir. Aile bir nine, anne ve baba, iki çocukları vardır. İkisi de erkektir, birisi ise down sendromu hastasıdır.

Ancak günlerden bir gün Mehmet yem almaya gittiği dükkana gelen birisini görür. Adam boğa güreşlerine gidip orada kazandığı paradan bahseder. Mehmet için bir ışık yanar. Kendi boğasına birkaç ay antrelman yaptırıp üşer boğa güreşlerinin yaptığı yer olan Artvin yollarına. İşler burada danışıklı dövüş içinde gittiği için ilk müsabakada kaybeder. Yüzü düşmüş geri döner evine.

Derken… Sabah uyanırlar ve boğa yoktur yerinde. Bir süre tüm aile aramaya çıkar hayvanlarını. Bu sahne çok dramatiktir, çünkü ailenin tek geçim kaynağı hayvancılıktır. Filmde bu sahnede boğanın çalındığı izlenimi veriliyor, yada izleyici olarak öyle anlaşılıyor. Mehmet, karısı ve oğlu aramaya çıkarlar boğayı ancak nineyi evde bırakırlar küçük çocuğa bakması için, ama nine de duramaz evde ve küçük çocuğa tembihler bir yere gitmemesi için. Adı üzerinde ya çocuktur işte. Dinlemez kimseyi o da çıkar boğayı aramaya. Çareler tükenmeye başlamıştır artık, yoktur boğa ortada. Çocuk gider bir yerlere ama onu filmde anlatmıyorlar önce. Derken Mehmet epey ileride dolaşırken birden duruyor.

kalandar-sogugu

Kamera Mehmet’in bakıp kalakaldığı yere döndüğünde küçük oğlunu orada taşların üzerinden aşağıda bakıp bağırdığını görüyoruz. Mehmet uzun uzun baktı sahnede. Ben önceleri çocuğu orada kuyuya atıp öldürecek sanırım, çünkü hasta ve hastane masrafı falan derken cinnet geçirecek gibi kötü hislerle doldum. Tüm dikkatimi o sahneye verdim ama hiç de öyle olmadı çok şükür. Mehmet geldi ve çocuğun bağırdığı yere baktı, boğa oradaydı. Düşünceli düşünceli baktı nasıl çıkar bu hayvan buradan diye. Hayvan da korkmuştu belli ki, debelenip duruyordu. Mehmet indi aşağıya, sakin ol diye sırtını sıvazladı hayvanın.

kalandar-sogugu-mehmet

İşte o an dönüp etrafına baktı Mehmet, duvarlarda maden rezervi vardı, altın ışıl ışıl parlıyordu. Aşağıdaki görsel filmin afiş resmi, o anki anı resmetmişler. Mehmet altın rezevini gördükten sonra dönüp küçük oğluna baktığı an aşağıdaki resim. Aynı zamanda filmin de kapak resimlerinden birisiydi, bir çok sinemada afiş olarak bu kullanılıyor. Gerçekten hayranlık uyandırıcıydı.

kalandar-sogugu-sonu

Görüntü Kalitesi ve Sahneler

Trabzon denince akla hep güzel ve hayran olunası doğası gelir. Yemyeşil ormanlıklar, uzun uzun akan nehirler ve kıyısındaki ahşap evler… Kalandar Soğuğu’nda da bu sahnelere tanıklık ediyoruz. Neredeyse her sahne bir fotoğraf karesi kadar güzel ve estetikti. Özellikle Mehmet’in dağlara çıkıp maden aramasındaki bulutların süzülüşü, tepeden bakılan manzaralar hepsi çok güzeldi.

kalandar-sogugu-manzara

Bir de film yönetmeni Mustafa Kara’nın anlattıklarından öğrendiğim ve gerçekten filmin çekiminin gerçekten zor olduğunu öğrendiğim bir başka konu ise, filmi izleyenler dikkat etti ise hatırlayacaktır, bir sahnede hava yağmurlu iken sabah uyandıklarında orta boydaki bir insanın beline kadar uzanan kar var. Yani her mevsim tekrar gidip oralara, film setini ve ekipmanları kurarak film çekilmiş. Mustafa Kara diyor ki, sanki başka film çeker gibi tekrar tekrar gidip ekipmanları kurup çekim yaptık, demişti. Filmi izlerken bu aradaki kesintiler ve tekrar başlayan çekimleri izleyici hissetmiyor. Ev ahalisi uyuyor ve sabah kış olmuş gibi uyanıyorlar. Üstelik ne kadar soğuk olduğunu da anlıyorsunuz, filmin adı boşuna Kalandar Soğuğu olmamış. :)

Oyunculuklar Hakkındaki Düşüncelerim

Arkadaşlar… Tek kelime ile mükemmeldi. Şu benim çok dikkatimi çekti, filmdeki Mehmet’in karısı rolünü canlandıran kadın Nuray Yeşilaraz ve kendisinin asıl mesleği hemşirelik. Hakkındaki bilgileri buradan öğrenebilirsiniz. Sıkı durun asıl bomba şimdi geliyor, Nuray Şelilaraz ilk defa oyuncu olarak Kalandar Soğuğu  filminde rol alıyor. Bomba bu değil, bomba şu; hanım ablamız rol aldığı ilk filmdeki performansı ile 52. Uluslararası Antalya Film Festivalinde Ulusal En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almış. İlk oyunculuğu ile bu ödülü alan sanatçıyı da tebrik edip hayranı olmamak mümkün değil.

Oyuncuların şivesi çok güzel geldi, gerçekten Karadeniz insanı görüyorsunuz karşınızda. Biraz inceledim ve araştırdım zaten oyuncuların hepsi Karadeniz hatta Trabzonlu. Yani bu şiveyi konuşmaları pek de zor olmasa gerek diye düşünüyorum.

Kalandar Soğuğu şimdi ise bizi Oscar’da temsil ediyor. İlk defa bir Türk yapımı film Oscar’da aday gösterildi, bakalım sonunda neler olacak göreceğiz.

Ek olarak, bunu da değinmeden geçemeyeceğim. Filmin yönetmeni Mustafa Kara, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi mezunuymuş. Kendisi de röportajlarında bunu belirtiyor. Bir Cumhuriyet Üniversitesi öğrencisi olarak Oscar’a aday bir filmin yönetmeninin Cumhuriyet üniversitesi mezunu olması beni hem şaşırttı hem de gururlandırdı, ne yalan söyleyeyim. :)

2 Replies to “Kalandar Soğuğu”

  1. bu filmi bu yazı vesilesiyle görmüş oldum ve hayran kaldım. ülkemizde saçma salak filmlerin arasında böyle bir şaheserin çıkışını görmek gurur verici.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir