Konuya eklediğim başlık sanırım biraz tuhaf oldu. Ama aslında hemen hepimizin sorunu olan bir konudan bahsetmek istiyorum bu yazımda, “sessizlik” konusuna. Sadece bahsetmekle kalmayıp bir de ürün önereceğim; ama satış yapmak gibi bir durum söz konusu değil. :)
Sessizlik konusunda kendimde uzun zamandır fark ettiğim bir tuhaflık var . Ortaokul zamanımda Türkçe öğretmenimin derste bahsettiği bir konu çok dikkatimi çekmişti. Kendisi daha önce İstanbul’da öğretmenlik yaptığı sırada aynı okulda görev yaptığı bir öğretmen arkadaşıyla okuldan evlerine giderken otobüste kitap okumaya başlamışlar. Bize ilk zamanlar ses ve gürültüden dolayı okuyamayabilirsiniz ama emin olun alışırsınız demişti. Ben yanlış hatırlamıyorsam öğretmenimiz “ben sadece otobüste 4 kitap bitirdim ama o öğretmeniniz 6 kitap okumuştu” dedi. Gerçi İstanbul’un o amansız ve bitmek bilmez trafiğini düşünürsek olabilirliği yüksek.
Ben bu anıyı dinlediğimde kafamda canlanan ilk fikir o zamanlarda Kızılay’a dershaneye giderken halk otobüsünde kitap okumam gerektiği oldu. Ben de o zamanlar hangi kitabı okuyordum hatırlamıyorum ama o kitabı alıp otobüste giderken okumaya başlamıştım. Ne tuhaf ki kitabı evde okurken gibi ne otobüs sesi, ne dışarıdaki kalabalık hayatın sesi, ne de trafik kitaptan koparmadı beni. Hatta o zamanki okuma hızım çok yavaşmış (yada otobüs etkisi belkide) yaklaşık 20 dk. yolculukta 6 sayfa okuyordum. 6. sayfa bittiğinde durağa varıyordum.
Tavsiye Yazı: Kitap Okuma Alışkanlığı ve Devamlılığı Nasıl Olur?
Bu uzun kıssayı da aktardıktan sonra hissettiğim tuhaflıktan bahsedeyim. Otobüste kitap okuduğum için kendimi hep “gürültüden rahatsız olmayan, top atsalar uyanmayan” birisi olarak vasıflandırmıştım. Ta ki, dershanede Türkçe paragraf sorusu çözerken diğer birkaç öğrencinin aralarında yüksek sesle konuşmaya başlamasına kadar… Her ne kadar kendimi soruya ve paragraftaki anlamı kavramaya versem de yapamıyordum. Bir yandan da sinirim bozuluyordu. (Not: Bu durum Matematik için geçerli değildir.) Demek istediğim şu ki; ne kadar gürültü olursa olsun bir kitap okuyorsken asla etkilenmiyorum, ancak araştırma yaparken yahut Türkçe sorusu çözerken ve sair en ufak gürültüyü kaldıramıyorum. Bu durum sadece dikkatimi dağıtmakla kalmıyor çok da sinirlendiriyor.
Bu uzun giriş kısmından sonra bu konuya nasıl bir çözüm bulduğumu anlatayım sizlere. Bugün Barış Özcan’ın Çalışırken Müzik Dinlenir Mi? başlıklı videosunu izlerken bu yazıyı yazıp benim de çevremdekilere bilgi vermem gerektiği geldi aklıma. Geçtiğimiz aylarda, Devlet Yurdunda kalan bir öğrenci olduğum için, çalışma salonundaki gürültü, akşam yatacak zaman koridordan gelen o amansız sesler beni sinir sahibi yapmıştı. Her gün birisini tersler, tartışır olmuştum. Ancak düşündüğüm de haksız olmadığımı görüyorum. Kardeşim senin ne hakkın var uyuyacak/uyuyan bir insanı rahatsız etmeye ve ya ders çalışan birisini dersten alıkoymaya? Bu konu hakkında internette biraz araştırma yaptım. Artık bu durumdan nası kurtulabilirim diye. Çünkü oda değiştirsem de ortam değiştirsem de mutlaka gürültü oluyor ve bu beni gerçekten çıldırtıyor. İlk olarak Google’a kulak tıkacı olarak arattım. Bu kulak tıkaçlarının iki çeşit olduğunu öğrendim. Birisi süngerimsi bir yapıda diğeri ise silikon kulaklık. Bu konu hakkında daha önce deneyimi olan kimse var mı diye forumlara baktım. Birisi silikon kulaklık kullanıyorum, %70’e kadar sesi azaltıyor demişti.
Ertesi gün (pazar) nöbetçi eczaneyi aradım ve ellerinde böyle bir ürün var mı, fiyat nedir sorup hemen akşam üzeri gidip aldım. Fiyatı da çok uygun 2,5 tl ve iki tane aldım. Şimdi ders çalışırken, kafa dinlemek istediğimde kullanıyorum ve gerçekten çok memnunum.
Ürüne Ait Görsel;
Valla çok iyi bir şeymiş herkes tarafından da biliniyor, anlattıklarınız o kadar güzel ki hemen satın alacağım. Fiyatıda hiç birşeymiş.